Türkiye de, Avrupa da ve tüm dünyada Türk Gastronomisi güçleniyor.
Avrupa daki Gastronomik faaliyetlerde, artık roller değişiyor.
Türk Gastronomları, bulundukları ülkelerde Açtıkları, işlettikleri veya yönettikleri mekanlarda (Restaurant, fastfood, catering, bar, hokkah salonları, pastane ve fırınlar) olağanüstü başarılar sergiliyorlar.
Hangi tarz mutfak yaparlarsa yapsınlar, (İtalyan, Çin, Türk, Yunan, Balkan vs.) Gıda ürünleri ve ekipman tedariklerinde, Türkiye den gelen ürünleri tercih ediyorlar.
Sadece Türk mutfağı alanında değil, tüm dünya mutfaklarına vakıf, eğitimli ve donanımlı Cuisine & Pastry Cheflerini Türkiye den getirtiyorlar.
Mekanlarının tasarım ve inşaatını Türk mimarlarına yaptırtıyor, mobilya, mefruşat, sofra ve set üstü ekipmanlarından, Endüstriyel Mutfak Cihazlarına kadar Türk firmalarından alıyorlar.
Avrupa ya giremeyen Et ve Süt Ü rünlerimiz, o ülkelerdeki, Türkiye kökenli, girişimci kişilere ait fabrikalarda üretiliyor.
Türk marketleri artık ‘Etnik Market’ muamelesi görmüyor, çünkü Lezzetli, Helal.ve Kaliteli Gıda Ü rünlerimizi Alman, Belçikalı, Hollandalı, Avusturyalı, İngiliz, Fransız, İsviçreli, İsveçli, Finlandiyalılar ile dışarıdan gelmiş, Arap, Balkan, Yunan, Afrikalı, Rus, Çinli, Vietnamlı vs. kişiler de tercih ediyorlar.
Zaten, her zaman söylediğim ve yazdığım gibi, büyük Avrupa şehir hallerinin esnafı, neredeyse tamamen Türkiyeli toptancılardan oluşmakta.
Tabii ki, Gıda ürünleri ithalatlarında ve dağıtımlarında da tercihleri, kalite ve fiyat cazibesiyle Anadolu dan gelen meyve ve sebzeler ile Türkiye den ihraçedilebilen ürünlere yönelik oluyor.
Bir dostumun dediği gibi, artık yurt içinde ‘Birbirimize Festival Düzenlemeyi’ bırakalım da, biraz dünyaya en azından, en yakın olduğumuz ve belli bir gücü de yakaladığımız: Avrupa Kentlerine yönelelim. Bu konularda, ciddi faaliyetler ve etkinlikler icra eden, Almanya nın en Özgür Eyaleti NRW nin Aachen kentinde yapılanmış, FOOD AMBASSADOR ünvanlı, sevgili kardeşim Oğuz Evler den bahsetmek istiyorum.